Yeterli ve dengeli beslenmek kaliteli ve sağlıklı yaşamın en temel gereksinimlerindendir. Beslenmedeki en önemli amaç; bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma gereksinimi olan bütün besin ögelerini yeterli miktarda sağlayabilmesidir.
Diyetisyenimiz Sedef Özdemir Obezite’de Beslenme- Sağlıklı ve Kalıcı zayıflama, Yeme bozukluklarında Beslenme, Kilo alma ve Özel Hastalıklarda Beslenme alanlarında hizmet vermektedir. Hizmet verilen bütün poliklinik alanlarında kişiye özel beslenme programı uygulanmaktadır. Ayrıca hastane bünyesinde klinik, poliklinik ve toplu beslenme hizmetlerini sürdürmektedir.
Poliklinik hizmetleri olarak
Diyet polikliniğimize başvuran kişiler ya da doktorlarımız tarafından yönlendirilen kişilere uygun diyet eğitimleri verilmekte olup bu amaçla gelen danışanlarımız rutin olarak kontrol altına alınıp takip edilmektedir.
Klinik hizmetleri olarak
Hastanemize yatan hasta ve refakatçilerin yeterli ve dengeli beslenmesini ve yatan hastalarımızın hastalıklarına ve beslenme alışkanlıklarına uygun diyetlerinin kişiye özel hastalarımızın, hazırlanan bu yemeklerin yatan hasta ve refakatçilerine düzgün, temiz ve hijyenik koşullarda dağıtılması sağlanmakta ve günlük periyodik aralıklarla yatan hasta ve refakatçilerinin öneri ve özen isteklerine uygun diyetsel değişiklikler yapılmaktadır.
Toplu beslenme hizmetleri olarak
Beslenme ve diyet bölümüne gelen tüm yiyecek ve içeceklerin alımı kalite yönetimine uygun olacak şekilde yapılmaktadır. Menü planlaması yapıldıktan sonra tüm yemekler hijyenik koşulda, standart yemek tariflerine ve hastanın diyetine uygun olarak titizlikle hazırlanmakta olup diyetisyenimiz tarafından kontrol edilip sunulmaktadır.
DİYABET HASTALARINA SAĞLIKLI BESLENME TÜYOLARI
Diyabet insülin hormonunun eksikliği ya da kullanılamaması sonucu ortaya çıkan metabolizma hastalığıdır. İnsülin yokluğunda kanda glikoz birikir işte bu olayın gerçekleşmesi diyabet yani kandaki şekerin yüksek olması olarak isimlendirilir. Diyabet hastalarının sürekli yasaklarla hayatı zorlaştırmalarına gerek yok. Bilinçli ve ölçülü beslenirseniz; yağ, tuz, meyve, makarna, ekmek, pirinç gibi yasak olduğunu sandığınız gıdalara da yön verebilirsiniz. Bunun için de mutlaka bir diyetisyen eşliğinde kişiye özel beslenme programının planlanması gerekiyor.
DİYABETTE KİŞİYE ÖZEL BESLENME PROGRAMI
Diyabetli bireylerde beslenme planı; kişinin bireysel özelliklerine (cinsiyet, ilaç, yaş, kullandığı ilaç, insülin vb.) göre farklılık gösterir. İlk hedef kan şekerinin mutlaka dengelenmesi gerektiğidir. Bu da ancak tedavileri uygulayarak ve beslenme düzenine hakim olarak yapılabilir. Kan şekerinin ani düşmesi öğün atlanması veya öğün saatini geciktirmesi, aşırı fiziksel aktivitede bulunulması gibi durumlarda görülebilir. Hafif belirtiler varsa 2-3 adet kesme şeker atılabilir veya şekerli bir meyve suyu kullanılabilir.
Beslenme tedavisi için genel öneriler:
1.KARBONHİDRAT İÇİN KEPEKLİ GIDALAR: Diyabet hastalarının hiç karbonhidrat almaması bilgisi doğru değildir. Hatta diyabetli hastanın alması gereken enerjinin en az % 50’si karbonhidratlardan gelmelidir. Fakat alınan karbonhidratların yarıdan fazlası (bulgur, tam buğday ekmeği vb.) dedğimiz kaynaklardan sağlanmalıdır.
2-İDEAL KİLO:Her 3 kg kilo kaybı diyabet riskini % 50 oranında azaltır. Kişinin normal kiloda kalması ya da fazla kilolu veya obez ise mutlaka normal aralığa çekilmesi gerekir.
3-ÖĞÜN SIKLIĞI:3 ana öğün ve 3 ara öğün beslenme programı (Toplamda gün içerisinde üç saate bir yani altı öğün beslenmek kan şeker oynamalarını önler. )
4-ARA ÖĞÜN SEÇENEKLERİ NASIL OLABİLİR? En doğru ara öğün seçeneği 1 karbonhidrat seçeneği yanında 1 protein içerikli bir besinin beraber tüketilmesidir. (meyve+ ceviz veya diyet bisküvi+ süt vb.)
5-EGZERSİZ:Egzersiz vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlar. Aynı zamanda kişide kilo kaybını da yardımcı olur.
6-LİF:Lif yani posa vücutta süpürge işlevi görür. Vücut tarafından emilmedikleri için kompleks karbonhidratlar olarak beslenmede yer alırlar. Meyve, sebze ve kurubaklagiller posadan zengin besin ögeleridir. Posa karbonhidrat emilimini yavaşlatarak kan şekerinin hızla yükselmesini engeller.
7-YEDİĞİNİZ MEYVENİN MİKTARINA BAKIN
Sanıldığı gibi diyabetli bir birey için yasak meyve yoktur, meyvenin porsiyon miktarı vardır. Her meyvenin içerdiği karbonhidrat farklıdır, bu nedenle her meyve için porsiyon ölçüsü de farklıdır. Bu miktarlara dikkat ederek diyabetli birey üzüm de yiyebilir, üzüm de. Yeter ki doğru miktarı aşmasın.
Özetleyecek olursak amaç diyabetli hastada kişiye özel beslenme programı ile bireyin kan şekerini dengelemek, sağlığını korumak ve geliştirmek, kişinin hayatın tatlarından uzaklaşmadan ve yaşantısını olumsuz etkilemeden yaşam boyu sağlıklı beslenmesini sağlamaktır .
Sağlıklı ve dengeli beslenme planı ile cilt yapınızın dengesini korumanız mümkün. Beslenme bütün sağlık kriterlerini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Doğru ve vücudun ihtiyaçlarına cevap verebilen bir beslenme şekli cildimizin güzelliğini de olumlu yönde etkilemektedir. Cilt güzelliğimizi etkileyen en önemli faktörler arasında beslenme, güneş ışınları, stres, sigara kullanımı, hava kirliliği, ozon gazının etkisi, elektromanyetik dalgalar yer alır. Ancak beslenme ve yaşam değişikliği ile bu süreç yavaşlatılarak uzun yıllar daha dinç ve genç bir cilde sahip olmak mümkün.
Bir de öyle güzel besinler var ki bunlar cildinizin dostu. İşte o süper besinler:
1-Su: Eksikliği cildi çok etkiler ve canlılığını yitirir. Az su içen insanların cildindeki ilk semptom dudakların kuruması ve soyulması olur. Günlük 30 ml/ kg su tüketimi ihtiyacı karşılamada yeterlidir.
2-Ceviz ve badem :Omega-3 sayesinde cildin elastikiyetini sağlar. Hücre zarını güçlendirerek toksinlerin hücrelere girip tahribata yol açmasını engellemek için günde bir avuç tüketebilirsiniz.
3-Fındık:İçerdiği E vitamini sayesinde ciltteki foto-yaşlanmayı ve UV ışınlarının yarattığı tahribatı önlemede fayda sağlar. Ayrıca cildin nemlenmesine ve yumuşamasına da katkı sağlar. Özellikle günde 1 avuç fındık E vitamini ihtiyacını büyük oranda karşılar. Yeterli ve sağlıklı yağ alımları sayesinde E vitamini alabilir ve cildinizi koruyabilirsiniz.
4-Balık:Özellikle ton balığı, somon gibi yağlı balıklar içerdiği çinko ve Omega-3 yağ asiti bakımından zengindir. Cildi nemli tutarak kurumanın olumsuz etkilerine ve güneş ışınlarına karşı korur.
5-Ispanak:A vitamini cildin kolajen sentezini arttırır, gergin olmasına katkı sağlar, su tutma kapasitesini yükseltir. Havuç, ıspanak, lahana, biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, portakal, mandalina, kayısı, mango bitkisel kaynaklardır. Bir insanın günlük A vitamini ihtiyacı 700-900 mikrogramdır. Bu ihtiyacı 1 orta boy mango, yarım kase ıspanaktan karşılamak mümkündür.
6-Kivi:Cilt sağlığında sebze ve meyve tüketimi son derece önemlidir. Özellikle de C vitamini ve bu yüzden kivide yüksek C vitamini içeriği sebebiyle önemli besinler arasındadır. 100 gram kivide günlük ihtiyacınızı karşılayacak kadar C vitamini bulunur. C vitamini serbest radikallerle savaşarak cildin gençleşmesine katkı sağlar ve nem verir. Bu yüzden kivi dışında portakal, mandalina, greyfurt, brokoli, maydanoz gibi gıdalar da tüketebilirsiniz.
7-Turuncu renkli sebze ve meyveler (Havuç, kuru kayısı, balkabağı, hurma)
Yüksek A vitamini içerikleri ile cilt dostu besinlerdir. Cildi ultraviyole ışınlarına karşı korur. Ayrıca kuvvetli antioksidanlara sahip olduğu için cildinizi kırıştırmaya sebep olacak serbest radikaller ile de savaşır.
8-Kefir:Probiyotik özellikli kefirde cilt dostu bakteriler bulunur. Cildi hem iç hem de dış yönden düzenler ve onarır.
9-Zeytinyağı:Omega-9 kaynağı olan zeytinyağı cilt sağlığı üzerinde olumlu etkilidir. Özellikle yaşa bağlı cilt kırışıklığından korunmada etkilidir.
10-Süt ve ürünleri:Başta çinko olmak üzere zengin mineral içeriği sebebiyle sağlıklı cilt üzerinde etkilidir. Her gün ortalama 2-4 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketmeyi ihmal etmeyin.
CİLT DÜŞMANI BESİNLER
Günümüzde D vitamini eksikliği önü alınmaz şekilde artmaktadır. Bu durum ise birçok rahatsızlığa davetiye çıkarabilmektedir. D vitamini gereksinmesini karşılamak için en iyi kaynak güneş ışınlarıdır. Gereksinmemizin % 90’ ı deride güneş ışınları aracılığıyla sentez edilmektedir. Vücudun D vitamini depolama yeteneği önemlidir. Çünkü derideki sentezi sadece yaz aylarındadır, kışın güneşi görmek mümkün olmadığından ve güneş ışınları eğik geldiğinden, D vitamini oluşumu yetersizdir.
Yani sadece beslenme ile yeterli D vitamini alınamamaktadır. Mutlaka deri güneşe maruz bırakılmalıdır. D vitamini eksikliği bir semptom vermediğinden belirli aralıklarla seviyesi kontrol ettirilmeli, doktor tarafından gerekli görüldüğünde damla, kapsül, iğne şeklinde takviye alınmalıdır.
Bu ara adını oldukça sık duyduğumuz hayatımızda yeni yeni yer almaya başlayan chia tohumunu ele alalım. Chia tohumu hakkındaki gerçekler neler? Gerçekten kilo vermeye yardımcı olabilir mi? Düşük kalorisi, yüksek posa, yüksek protein ve kalsiyum içeriğiyle son zamanlarda rağbeti artan besinler arasında. Kökenine baktığımızda Azteklerin en önemli besin kaynağı olup Meksika ve Guetemela’nın bereketli topraklarında yetişen bir adaçayı türünün tohumlarıdır.
Chia tohumu sıvı ile temas ettiğinde 9-12 kat büyüyüp sıvıyı hapsetme özelliğine sahip. Bu da bize tokluk hissi veriyor. Daha geç acıkmamızı sağlıyor. Böylelikle zayıflama programlarında alternatif besin olarak kullanılabilinir. Fakat chia tohumunun direkt kilo verdirici bir etkisinin olduğunu söylemiyoruz.
Güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Hücre yapısını bozarak hastalıklara ve yaşlanmaya sebep olan serbest radikallerle savaşmak için chia çok miktarda antioksidan içermektedir.
Chia tohumundaki omega-3 yağ asitleri kalp sağlığını korumaya yardımcıdır. Ayrıca chia tohumundaki omega-3 yağ asitleri en yüksek bitkisel kaynağın bir parçasıdır.
Ortalama 2 yemek kaşığı chia 139 kalori, 9 gram yağ, 12 gram karbonhidrat ve 11 grm lif içerir. Ayrıca vitamin ve mineral yönünden de kıymetli. 100 gram tükettiğimizde kalsiyum, demir ve magnezyum
Chia tohumu yüksek kalite protein içerir. Diğer bitkisel protein kaynaklarına göre yapısında vücut için gerekli olan esansiyel aminoasitler daha fazladır.
Gluten içermez böylelikle çölyak hastaları tarafından rahatlıkla tüketilebilir.
CHİA TOHUMU NASIL TÜKETİLMELİ?
Chia tohumlarının belirli bir tada sahip olmamakla birlikte hem tatlılarda hemde tuzlularda kullanabilirsiniz. Kahvaltıdan sonra 1 bardak suda yarım saat bekleterek içebiliriz. Ayrıca kahvaltılık gevreklere, meyve-sebze sularına, çeşitli yemeklere, süt ve yoğurtlara ekleyerek de tüketebiliriz. Günlük önerilen miktar 1-2 yemek kaşığıdır.
CHİA İLE MEYVELİ PUDİNG
2 yemek kaşığı chia , 1 su bardağı süt, 4 hurma, 1 tatlı kaşığı kakao, 1 tatlı kaşığı vanilya ,Yarım muz
10 kuru üzüm, Sütün üstüne chia tohumlarını ekleyip 1 saat buzdolabında bekletin daha sonra diğer malzemeleri ekleyin ve blender yapın. Buzdolabında yarım saat daha bekletin ve afiyetle ara öğün niyetine tüketin.
Diyet yapanlar dışarıda ne yemeli? Diyet yaparken hayattan kopmak gerekmez. Bir yakınınızı ziyarete gitmeye devam edecek, arkadaşlarınızla yemeğe çıkacaksınız. Bunları yaparken sadece biraz dikkat etmek diyet programınızı sarsmayacaktır.
Diyetisyene danışanların çoğu yoğun iş hayatıyla beraber dışarıda yenen yemeklerden veya evde yemek yapmaya vakit olmamasından sürekli dışarıda yemek söylemek zorunda kaldıklarını belirtirler. Bu durum özellikle zayıflamak isteyenler için zaman zaman kabusa dönüşür. Bunların önüne geçebilmek ve dışarıda düşük kalorili beslenmek için bazı ipuçları:
Görüldüğü gibi dışarıda yemek diyetinizi bozmayacak, püf noktalar ile gönül rahatlığıyla yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Hiç mideniz için değil de duygularınız için yemek yediğinizi fark ettiniz mi? Duygusal yemek yeme dediğimiz bu duruma eğilimi olan kişiler stres, üzüntü, can sıkıntısı, kızgınlık vb. duygularla yerken daha sonrasında hissedilen pişmanlık, suçluluk, başarısızlık düşünceleriyle tekrar yemeye yönelirler. Bu durum tam bir kısır döngüye dönüşüp yıllar boyu devam edebilir.Duygusal açlığı tetikleyen sebepler değişkendir. Örneğin iş değiştirmek, işten atılmak, para sıkıntısı, çeşitli sağlık problemleri, tükenmişlik sendromu, ilişki çatışmaları gibi durumlar kişileri duygusal açlığa itebilir. Kişi bu nedenlerden kaynaklanan stresiyle baş edebilmek için aşırı yemek yer, tatlı krizlerine yenik düşer ya da başladığı diyeti sonlandıramaz. Bu nedenle başarılı bir diyet için duygusal açlığın tedavi edilmesi şarttır. Yemek yemeden onlarla baş etmek ve onları yönetmeyi öğrenmek, birçok insan için önemli bir davranıştır.
Duygusal açlıkla nasıl başa çıkabiliriz?
Kişiler oruçlu iken beslenme alışkanlıkları tamamen değişmektedir. Herhangi sağlık sorunu olmayan kişilerin iftar, sahur ve ara öğünlerde gerekli enerji, protein, vitamin, mineralleri dengeli biçimde almaları için bir yol haritası hazırlayalım dedik. Öncelikle belirtelim ki ramazanda diyet yapmak, doğru beslenmeyi devam ettirmek ve kilo kaybetmek elbette ki mümkün. Ramazan ayında irade ve beden terbiyesi yapabilmek ve sağlıklı bir ramazan geçirmek için nelere dikkat etmeliyiz?
Şimdi ise birkaç iftar ve sahur örnek menüsü:
Sahur:
İftar örnek menüsü
1-2 adet hurma ve 1 su bardağı su ile orucunuzu açınız. 1 kase çorba ve 1 ince dilim ekmek ile devam edildikten 10-15 dakika kadar sonra ana yemeğe (örneğin 3 köfte büyüklüğünde et/tavuk/balık + 6-8 yemek kaşığı sebze yemeği+ 1 kase yoğurt+ 1 ince dilim ekmek) geçilirse sağlıklı bir yol izlenmiş olur.
İftardan bir saat sonra 1 dondurma ile meyve tatlısı veya sütlü tatlı tercih edilebilir. Tatlınızı yedikten bir saat sonra ise (22.30) gibi tekrar bir ara öğün yapılabilir. (örneğin 2 porsiyon meyve gibi)
Orucun asıl amacı nefsimize hakim olabilmek ve bir ay boyunca vücudumuzu dinlendirebilmektir. Ramazan ayı sonrası daha sağlıklı ve zinde devam edebilmek bizim elimizde.
Okul çağı döneminde çocuklar bedensel ve zihinsel gelişimlerini sürdürürler. Hastalıklara ve fazla kiloya karşı çocukları korumanın en iyi yolu sağlıklı besin seçimleridir. Sağlıklı beslenme ise hem yeterli ve dengeli beslenmeyi hem de güvenli besin kavramlarını içeren bir terimdir. Bu dönemde karşılaşılan sorunların başlıcaları zayıflık ve şişmanlık gibi kilo problemleri, demir eksikliği anemisi, vitamin ve mineral eksiklikleridir.
6-14 yaş grubunu kapsayan okul çağı döneminde çocukların beslenmeleri konusunda nelere dikkat edilmeli?
Besin endüstrisindeki gelişmelerle birlikte okul kantinlerinde öğrencilerin tüketebilmeleri için uygun besin seçenekleri maalesef çok azaldı. Bu nedenle evde okula giden çocuklara evdeki imkanlar dahilinde sağlıklı beslenme çantaları hazırlamak en doğrusu.
Çocuklar için örnek kahvaltı menülerinin birkaçından bahsedelim:
Çocuklara yönelik sağlıklı yaşam ve beslenme önerileri:
10 YAŞ OKUL ÇOCUĞU İÇİN ÖRNEK MENÜ
KAHVALTI
1 su bardağı süt veya meyve suyu (taze sıkılmış) + 1 dilim peynir+1 yumurta+1 tatlı kaşığı tereyağ veya
5-6 zeytin+1 yemek kaşığı bal/reçel veya pekmez+2 dilim ekmek
ARA ÖĞÜN
1 porsiyon meyve
ÖĞLE
4 yemek kaşığı nohut+6 yemek kaşığı bulgur pilavı+1 kase cacık+1 kase salata
ARA ÖĞÜN
1 dilim kek veya poğaça (ev yapımı)
AKŞAM
2 orta dilim kıymalı börek (veya 2-3 ızgara et veya tavuk veya balık) +6 yemek kaşığı sebze yemeği+1 çay bardağı yoğurt+Salata
ARA ÖĞÜN
10 fındık+1 porsiyon meyve
SAĞLIKLI GÜNLER